Göl ve Şike


Bir dostum;
“Aylardır takipteyim sizi. Üzülerek şunu anladım. Trabzonspor’un da,  bildiğim sağlam Trabzon’luların da kamuoyu oluşturma gücü yok” demişti. Arkadaşıma da herkese de ilan etmiştik oysa:
“Bu mesele adalet meselesidir belli bir grubun mücadelesi değildir.
Senin, benim, onun.
Kopmradorların saikleri batsın,varsın Trabzon’un camiasından bahsedilmesin,” diye!
Ama haklıydı belki.
Hesap etmediği ya da gözardı ettiği  karşı tarafın buldozer etkisinde olduğuydu. İşte bu da onun küçük bir hesap hatasıydı.
Gücümüz yoktu.
Hırsızın etrafında herkes saf tutarken camia dediklerimiz bölük pörçüktü. “Hele şikeye bulaştıkları ortaya çıksın onu şehre sokmayız” sözü tehdit gibi ortadaydı işte. Başkan ve yönetimin temizliği karşısında ise havaalanına lütfedip gitmemezlikleri de güçsüzlüğümüzün tescili ve bir başka hesapların işaret fişeğiydi. Dava sürecinde ki yalnız bırakmışlıkları da cabası.
* * *
Futbol Ailesi düzenden yana saf tutmuştu.
Yapayalnızdık.
Trabzonspor’u yalnız bırakan bir başka büyük camia da vardı.
Sus pus olmuşlardı .
Ya da susturulmuşlardı bilemiyorum.
En son memleketin spor sorumlusu bir Avrupa maçı sonrası çıkıp stadyumun çatısının kulüpçe örtülmeyerek ülke  imajına zarar verdiğinden dem vurarak  sahada biriken gölden bahsedecekti.
Göl ya da Şike.
O, gölü seçmişti sorumluluk gereğini ıskalayarak.
Gerçi; Sayın Sorumlu’da biliyor ya Şike pisliğinin örtülmesinin Türkiye’nin  imajını daha bozucu olduğunu!
Ama derdi Şike kartını çekecek kiracısını, stat kartını çekerek tekrar auta göndermekti.
Oysa yanıtı aranan vicdanî soru şuydu:
Türkiye’nin imajını, göle dönmüş Stadyum mu bozar?
Yoksa şike yapılması ve ahlaksızca üstünün örtülmeye çalışılması mı?
Heyhat böyle bir düzende Başkan tekti ve yaptığı yanlışlara da belki de onu yalnız bırakmamız sebep olmuştu.
Öyle ya, Trabzonspor’lu binler meydanları doldursaydılar kim örtebilirdi bu pisliği, kim?
* * *
Eminim takımın kötü futbolundan en çok rahatsız olan şikeciler ve şikenin üstünü örtmeye çalışanlardır
Gülümsemeyin hemen.
Şenol Hoca’ya saldırmalarının temel nedeni de budur kanımca.
Öyle ya, coşkulu bir Trabzonspor onlar için iki ucu … değnek!
Yine de onlar iyi oynayan Trabzon’u tercih ederlerdi. Zira az kalmış inatçı direnci ancak Trabzonspor’un iyi futbol oynaması unutturabilirdi.
* * *
Yeri gelmişken ifade etmek isterim. Hoca, kimi zaman tercihlerinde hatalı olabilir ama ayağına kurşun sıkacak ne deliliği var ne de komplo yapacak Trabzonspor sevgisizliği! Ayrıca Şenol Güneş’i eleştirebilirsiniz ama onu hiçleyemezsiniz. Futbol allâmenize, hocalığınıza şapka çıkarıyorum ama Şenol Güneş’in kemiğinin sıyırıp ele atmakta neyin nesi!
Üstelik, elalem körüne topalına sahip çıkarken .
* * *
Temiz futbol umudu gölde batmış, Şikeci düzen sarmış dört bir yanımızı.
Lakin, Adalet isteyenleredir sondan bir önceki sözüm.
Haklısınız ve gevşemeyiniz. İnancınızı, umudunuzla birlik ve beraberliğinizle lütfen destekleyiniz.
Zira başaracağımıza kuşku yok!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

LÂMELİF

Belediye Seçimi Gelecek Seçimi

Yerelden Genele Selam Kazansın