Kazma, kürek ve kandil

Ben olsam meselâ, bu Arnavut(!)  inadının karşısında yeni yeni tedbirler al(dırt)ırdım.
Öyle ya!
Delirmiş olmalı. Ne yapsalar ne etseler, hiç bir şey onu inadından geri dönmesini sağlayamıyordu.
O zaman Akyazı'yı değil, Hüseyin Avni Aker Stadyumu'nun  intifa hakkını alırdım ellerinden ...
* * *

Ne ayıp ama!
Göremiyor mu ?
Asla, ona çalınan kupasının iade edil(e)meyecegini.
Ve asla, ülke futbolunda temizliğin ol(a)mayacağını.
Velev ki uluslararası olsun, istediği mahkemenin  kapısını çalsın !
O tren kaçmıştı bir kere..
* * *

Geçmişi Arnavut inadına dayanan şu Karadenizli inadı yok mu?
Hiçte sempatik olmuyordu artık.
O ne özgüven öyle?
O ne inat öyle?
Üstelik nasıl olur, şehir de onu yapayalnız bırakmışken inadını devam ettirebiliyordu.
Ciddiye bir tek kendi alınıyordu. Bu nedenle kaç kez "direk endirek" ikaz edilmişti .
* * *

Ama yineliyorum;
Trabzonspor ve Trabzon camiası bu süreçte güçlerini farklı saiklerle kullanmadılar. Bundan gayrı da ciddiye alınmazlar.
Yoksa zaten güçleri yok muydu?
Olur mu hiç!
Ne şanlı müteahhitleri, ne şanlı siyasetçileri, ne şanlı yazar çizer takimi, ne şanlı taraftar grupları ve ne şanlı akîl adamları vardı Trabzon'un.
Ama Trabzonspor'un camia olduğunu göstermezdi tüm bu "var" olanlar.
Nasıl da el birliğiyle ispatladık Trabzonspor'un yalnızlığını .
Bir tek o adam ve menfaat devşirmeyen "Adalet ve Temiz Futbol"  isteyenlerin çabası,
kuru inatları kalmıştı.

* * *

Trabzonspor, o kadar büyük ki herkes bir tarafından ondan nemalanmaya çalışıyor. Mesele Trabzonspor'dan nemalanların, nema hortumlarını kesmektir.Siyaseti,  Belediyesi, Medyası, Hocası, İş adamı, Taraftar grupları, Her şey yolunda giderken -skorcu- taraftarı, .., alayı. Hulâsa o nema hortumu kesilmeli!
Trabzonspor gönül devleti olmalı tekrardan.
* * *

Şimdilerde bir avuç genç ADAM İstanbul'dan sonra Trabzon'da, Bursa'da, Kocaeli'nde "Temiz Futbol" diye diklenir oldular. Ve gözlerini tek başına "Akyazı'da ring Trabzon'a fink" atan kamyona dikmislerdi.
Bir kamyon bazen tek bir kamyon bir büyük saadet bir büyük temizlik getirirdi.
Belki, büyük bir utanmaya büyük bir uyanmaya vesile olurdu.
Kim bilir..
Şikenin diğer dik yamacı Bursa'yla yapılacak müsabaka öncesinde
şikeyle çalınan gasp edilen hakkın aranmaması için koz olarak kullanılan ve yapımı tehir(!) edilen Akyazı’da gençler kazma kürek çalışacaktılar.
Akayzı  kazma, kürek, bel  bitecek !
Şikeciler belli ki bel'lenecekti.
Ve inadı kırmak için şikecilerin şehirdeki son tutunuşları Akyazı da çare olmayacaktı.
* * *

İnsan bir yönüyle hep gurbettir...
Bayramda geçip gitti, ömür gibi...
Kalkın ve helalleşin. Ve büyük  bir gönül alın...
Alın ki, gurbet yolculuğunuzun hitamında ki kazma kürekten sonra bir kandil olsun bakî ömrünüzü aydınlatan ...


***Bu yazıda olası hedeflemeler "istisnalar kaide'yi bozmaz" ilkesi gözetilerek kaleme alınmıştır***