- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Göz, Gez, Arpacık!
Uzun zamandır düşünüyorum.
Neden takım üzerinden ötekileştiriliyoruz?
Oysa, çimentosuyduk memleketin biz.
Neden takım üzerinden kötekleniyoruz?
Oysa, futbolcu üreteniydik memleketin biz.
*
Ah, ah memleket!
Ah, ah takımım!
Ah, ah ruhum!
Ah, ah sol yanım!
*
Bütün hafta iyi çalışmıştı Trabzonspor.
Moralliydi.
Ardına yapışan kâbustan sıyrılıp, öndekilerin ensesine yapışacaktı!
Kötü giden sezonda "Kupasını" alınca da teselli olacaktı.
(Yok o kupa çalınan değil, belli ki o kupaya uzanmaya uzuuun zaman gerekli)
Rakibi (!) ligin yeni takımı Akhisar'dı.
Akhisar'ın Gekas adında santraforu olmasına rağmen "Akhisar eşiğini geçeriz" ortak kanaatiydi taraftarının.
Ama Gekas düşe kalka binbir uğraşıyla dört Trabzonsporlunun arasından bulduğu gol Trabzonspor taraftarını doğrusu patlatmıştı.
Göz,gez, arpacık ve
Bummmm!
*
Herkes kendi zaviyesinden kötü gidişi değerlendiriyordu;
-"Ateş" almadı.
-Batsın sizin "B" planınız..
-Şenol gitti kulübe de izi kaldı yadigâr, baksanıza hâlâ Halil'le oynuyorlar...
-Tolunay Hoca, Korkaksın!
-Takım Şenol Güneşin, Tolunay Hoca enkaz devraldı!
-İyi de B plancıların "kompütüre koy şampiyon olsun" dediği milyon euroluk takım, o hocaysa ve yönetime inanıp iş başı yapmışsa buyursun oynatsın, topçuları gelirken bilmiyor, tanımıyor muydu?
...
*
"Elinde sihirli değnek yok" sözüyle "takımı kendi kurmadı" gibi özlü sözler bir kısım taraftarın teviliydi şüphesiz.
Trabzonsporsa bulunduğu yer itibariyle iki kaşımızın ortasına çöken sıkıntı yumağımızdı.
Acıyordu içimizde bir yerler.
Ve bu acıyı yaşamayı da bilmiyor üstelik "Tevil" etmeyi tercih ediyorduk.
Yönetimin operasyonel getirdiğine, taraftarın "ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın" diyemediğidir başarısızlık.
Görmemiz gereken tek gerçeğin takımın başarısız olduğuydu.
Sağlam sebepler var aslında;"Trabzonspor çalınan kupasını istediği müddetçe son üç hariç son beşte, vazgeçmesi durumunda ilk bir hariç ilk beşte oynayacak" cümlesinin anlattığı sebeplerin en önde gideni.
Sebepler çok değişik de olsa, sonuç budur.
Başarısızlık!
Terbiye edilmemiz bizim "kendi" olamayışımızdan, "kendi değerlerimize sırt olmamızdan" kaynaklanmaktadır.
Cesur ol(a)mayışımızdan...
Oysa, hep dediğimiz "bu kirli ve kurmaca ligi ret etmemiz" gerekliliğidir.
Ret etmeyince piyon olmamız ve küme terbiyesine maruz kalmak kaçınılmazımızdır.
Trabzonspor taraftarının da turnusolü işte budur.
"Ya kirli düzene payanda, ya yeni düzende mimar"
Karar vermeli, verilmeli..
Adaleti büyük bir yüreklilikle kendine de istemelisin.
*
Bekliyoruz.
Yönetimin "Yeninin" önünü açmasını.
Sadri Şener Başkan'ın ve yönetiminin "temiz kalmalarından" sonraki en büyük hizmetleri "yeninin önünü" açmalarıdır.
Korkmadan.
Neden takım üzerinden ötekileştiriliyoruz?
Oysa, çimentosuyduk memleketin biz.
Neden takım üzerinden kötekleniyoruz?
Oysa, futbolcu üreteniydik memleketin biz.
*
Ah, ah memleket!
Ah, ah takımım!
Ah, ah ruhum!
Ah, ah sol yanım!
*
Bütün hafta iyi çalışmıştı Trabzonspor.
Moralliydi.
Ardına yapışan kâbustan sıyrılıp, öndekilerin ensesine yapışacaktı!
Kötü giden sezonda "Kupasını" alınca da teselli olacaktı.
(Yok o kupa çalınan değil, belli ki o kupaya uzanmaya uzuuun zaman gerekli)
Rakibi (!) ligin yeni takımı Akhisar'dı.
Akhisar'ın Gekas adında santraforu olmasına rağmen "Akhisar eşiğini geçeriz" ortak kanaatiydi taraftarının.
Ama Gekas düşe kalka binbir uğraşıyla dört Trabzonsporlunun arasından bulduğu gol Trabzonspor taraftarını doğrusu patlatmıştı.
Göz,gez, arpacık ve
Bummmm!
*
Herkes kendi zaviyesinden kötü gidişi değerlendiriyordu;
-"Ateş" almadı.
-Batsın sizin "B" planınız..
-Şenol gitti kulübe de izi kaldı yadigâr, baksanıza hâlâ Halil'le oynuyorlar...
-Tolunay Hoca, Korkaksın!
-Takım Şenol Güneşin, Tolunay Hoca enkaz devraldı!
-İyi de B plancıların "kompütüre koy şampiyon olsun" dediği milyon euroluk takım, o hocaysa ve yönetime inanıp iş başı yapmışsa buyursun oynatsın, topçuları gelirken bilmiyor, tanımıyor muydu?
...
*
"Elinde sihirli değnek yok" sözüyle "takımı kendi kurmadı" gibi özlü sözler bir kısım taraftarın teviliydi şüphesiz.
Trabzonsporsa bulunduğu yer itibariyle iki kaşımızın ortasına çöken sıkıntı yumağımızdı.
Acıyordu içimizde bir yerler.
Ve bu acıyı yaşamayı da bilmiyor üstelik "Tevil" etmeyi tercih ediyorduk.
Yönetimin operasyonel getirdiğine, taraftarın "ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın" diyemediğidir başarısızlık.
Görmemiz gereken tek gerçeğin takımın başarısız olduğuydu.
Sağlam sebepler var aslında;"Trabzonspor çalınan kupasını istediği müddetçe son üç hariç son beşte, vazgeçmesi durumunda ilk bir hariç ilk beşte oynayacak" cümlesinin anlattığı sebeplerin en önde gideni.
Sebepler çok değişik de olsa, sonuç budur.
Başarısızlık!
Terbiye edilmemiz bizim "kendi" olamayışımızdan, "kendi değerlerimize sırt olmamızdan" kaynaklanmaktadır.
Cesur ol(a)mayışımızdan...
Oysa, hep dediğimiz "bu kirli ve kurmaca ligi ret etmemiz" gerekliliğidir.
Ret etmeyince piyon olmamız ve küme terbiyesine maruz kalmak kaçınılmazımızdır.
Trabzonspor taraftarının da turnusolü işte budur.
"Ya kirli düzene payanda, ya yeni düzende mimar"
Karar vermeli, verilmeli..
Adaleti büyük bir yüreklilikle kendine de istemelisin.
*
Bekliyoruz.
Yönetimin "Yeninin" önünü açmasını.
Sadri Şener Başkan'ın ve yönetiminin "temiz kalmalarından" sonraki en büyük hizmetleri "yeninin önünü" açmalarıdır.
Korkmadan.
Yeni yönetim, yeni antrenör, yeni futbolcular, yeni taraftar, yeni vizyon, yeni BüyükŞEHİR,
yeni yepyeni gelecek!
Bunu bu yönetim başarmalı,
üstelik korkmasınlar; içlerinde kaldığına emin olduğum Trabzonsporluluk ruhu bu yolu açmalarına yetecek kudrette.
Ne söylemişler
çağlar ötesinden Hz Mevlana;
"Dünle beraber
Gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa
Düne ait
Gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa
Düne ait
Şimdi yeni şeyler
Söylemek lazım "
Yeni, yepyeni ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder