Kayıtlar

Ağustos, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

%80 CAS

İşteydi. Toplantı halindeydi. Telefonu ısrarla çalıyordu. Arayan oğluydu. Telefon çalarken o önündeki televizyonda akan altyazıyı takip ediyordu. Uzun zaman olmuştu ama o alt yazıyı görmek için ne sabırla beklemişti."...CAS Fenerbahçe'nin UEFA Tahkim Kararından aldığı cezayı onadı..." Telefona yansıyan oğlunun görüntüsü İsviçre'nin Zürih şehrinde Limmat Nehri'nin üzerinde çektiği fotoğraftı. O günlere gitti ... Gözleri buğulanmıştı. ... "Kalk" demişti ansızın bir gece oğluna. "Kalk, üstünü örtüyle örten adam, kalk uyuma. Uyuma zamanı değil vazife zamanıdır. Cephede nöbet zamanıdır" demişti . Ve gitmislerdi bir uçak dolusu yürekle Zürih'e ! En işlek caddesinde Bordo- Mavi diye haykırıp horona tutuşmuşlardı... Kesif, kulak kesen soğuk onlara işlemiyordu. İçleri yanıyordu, elbet bir gün o yangın sönecekti. ... Durdu. Telefonuna uzandı, Alo dedi oğluna. "Baba" dedi heyecanla oğlu. ...

Esma

14 Ağustos 2013.  Kara bir sayfa daha yazıldı. Yanıbaşımızda devam eden dikta kıyımı bu kadîm Ortadoğu topraklarının ezberi olmuşken bu kez Mısır'da toprağa düşmüştü kan cemreleri. Hâbil ve Kâbille başlayan hâk ve bâtıl mücadelesi ete kemiğe bürünmüş Mısır'da serencam etmişti. Üstelik kıyamete kadar sürecek bu mücadele, Kaf dağının ardında değil sanki evlerimizin salonlarında cereyan ediyordu. Dikta meydanlarda şiddete bulaşmadan ve şiddeti ret ederek darbeye direnen sivil halka ateş açmıştı. Şehit haberleri geliyordu  onlarca, yüzlerce ... Yıkılmıştık,  Esma'nın gülümser yüzünü görürken,  Şehitlik şerbetini içti yazılarını okurken. O, toprağa düşen şehitlerin safına geçerken bizler seccademizi alnımızı yapıştırıyorduk. Allahım diyorduk, "Esmayı ilk kadın şehit sahabi Hz Sümeyye (RA)'nin arkadaşı kıl" diye dua ediyorduk. Bizim çaresizliğimiz duamızla silaha dönüşüyordu. İki yüzlü ya da Yüzsüz Batı(cılara) rağ...

YEŞİL TRABZON

Başta İstanbul olmak üzere Ülkemizin büyük kentlerinin betonla ilişkisinden irkildiğimiz bu günlerde "Yeşile Yanlı" duruşumuza,  Gezi Parkı'nda yeşil hassasiyeti ile patlak veren duruş belki de memleket sathında yeşil adına umut olabilecekti. Ancak, Gezi'de yeşilli hareketin pek de yeşili içermediğini, başka maksatlara evrildiğini ve bu meyanda masum olmadığını Haziran ayı ve sonrasında gördük. Maksadım tekrar gezi paradoksuna temas değil elbet.  Geziyi; sosyologlar, siyaset bilimcileri, siyasiler, araştırma şirketleri vesairesi yaygın ve görsel medyada tüm yönleriyle didik didik ettiler. Hatta ben merkezli sorumsuz "Y gençliği" de sosyal medyada alabildiğince doğru- yanlış, taraf - bitaraf apaçık bir şekilde kendilerini ve mefkürelerini (!) ortaya koydular. Şimdilerde ise İnançer'in daha çok alıcısının Anadolu insanının olduğu   "Hamile kadınlar sokakta estetik durmuyor" söyleminin ardından gezi artçılığı sömürü düzeyinde dev...

Trabzon'un Karayemişi

Trabzon'un Karayemişi Mayhoştu ağzım. Yok yok futbolun şikesinden filan değil .. O iş artık ezber! * Mayhoşluk Karaymış'tan. Bir iftar sonrasında  memleket hoşgeldiniydi o. Karaymış ya da karayemiş, Trabzon gibi, Mayhoştu, Karaydı,  Kapkaraydı!.. * Ama bahtımız, " Karaymış" gibi "kara" olmayacaktı. Elbette hâk galib gelecekti şikecilere ve onun hamilerine. Neticeden de hep emindik. Varsın süreç uzasın. * Şöyle, sırtına yaslanıp geçen onca "kara zamanı" gözden geçirince insan, yüzü jeste boğulup Karaymış kıvamında ekşiyor işte.. Amaaan artık bizler  şikelendiniz özür dileyin ve çekilin dedikçe karşımızda ki güruh anlaşılmaz gayrîinsanilikte pişkin pişkin pisliklerini örtme çabasında. * Korkmayın, tekrar etmeyeceğim. Ne UEFA Disiplini, Ne Tahkimi, Ne de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı demeyeceğim! Adalet çağrısı ve binlerce özlü söze de atıfta bulunmayacağım. Bilirim ve bilirsiniz Ar'ın ...