Hiç tanımıyordum sizleri ...
Yüreğimin yangınını söndürmek için yine bir hafta sonu yine Temiz Futbol isteklileriyle beraber Taksimdeydik...
Hava buz gibi soğuk,
dostlar ise güneş gibi sıcak, fıkır fıkırdı..
Belli ki hepimizde 3 Temmuz'dan beri sürdürülen haksızlık, çıra etkisi göstermişti...
*
Ancak, o gün her nedense eylemcilerin arasında hiç tanımadığım görmediğim yeni simâlar vardı...
Bir de kemençe..
Sessizce kıyama durur gibi durduk.
"bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun" pankartının ardında.
Onlarca kez yaptığımızı bu kez de yineliyorduk.
Iki farkla; yeni insanlar ve kadîm kemençeyle.
*
Kemençenin daveti karşı konulamazdı.
Omuzları dik, göğsü dik, ayaklar belli bir nizamda yere sertçe vuran, sağdan sola küçük salınımlarla horona duran Karadeniz delikanlıları halkada toplanmıştılar.
Çok geçmeden halkanın içinde kendimi buldum.
Ve dostça gülümseyen "gel kardeşim tut elimi" diyen orta yaş delikanlısının davetine icabet ettim.
Kemençe çaldı ve biz oynadık.
Taksim'in göbeğinde turistlerin de dikkatini celbeden temaşa hayranlıkla izlenen görsel bir zenginlik sahne almıştı ..
Huh hah heeeeyyyyylerle halka genişlemişti...
*
Tanıyordum artık ...
Sonradan Avrupayı "Hak için Adalet için" kilometre kilometre arşınlayan taraftar kabilinden Temiz Futbol emekçisiydi o!
*
Taksim horonunu kısmet olacak Zurih'te de tekrarlayacaktık ...
Yine kol kola yine yürek yüreğe ...
*
3 Temmuz'un yegâne faydası adam gibi adamları tanımak oldu.
Kolkola aynı hedefe yürüdüğüm ..
*
Trabzonspor'un yiğit taraftarı İbrahim Ertük ve nice renktaşlarımızın, en değerli şampiyonluk olan 2011 Şampiyonluk kupamızı "Bir inat bin murat" sözü doğrultusunda gösterdikleri Temiz ama meşakketli çabalar nice Temiz sayfalara not olarak kaydedilecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder