İşte o an! Yutmuştu yutan !
Yorgundu ve üstelik bir önceki tavafında izdihamdan dolayı ayağını yan basmış ve burkmuştu bileğini. Eşine "Hiç değilse kabe'yi izler dua ederim Tavaf edemezsem de" demişti. Tamamlaşıp metaf alanında ayrılmışlardı. Eşi otelden bir arkadaşı ile tavafa duracaktı. Kendisi de Fetih kapısı merdivenlerinde oturup Beytullah'a bakan kısmını, gözleriyle yudumlayıp, dilleriyle af dileyip, Yürekleriyle yanacaktı. Dertlerin en büyüğü şüphesiz kendine tuttuğuydu. Ancak, burada tam da kalplerin döndüğü ve Yaradan'ın "Evim" dediği tek mekanda, derdini sahipsizlerin sahibi ile en Büyük Dost'la paylaşabilirdi. Kabe'de milyonlarca yüreğin derdini O'nunla paylaştığı gibi... Bir müddet Fetih kapısının merdivenlerinde oturup Kâbe'yi izlemeye devam etti. Önünde dönen Müslümanlar, içine girip kaybolacağı adeta büyük bir anafor oluşturuyordu. İçine çekilmemek mümkün değildi. Ve bu anaforun biran önce kendisini de yutmasını bekli...