Ebru'yuz Selahattin Bey, Ebru!

Ebru'yuz Selahattin Bey, Ebru!
Türkiye'ye dair katalog bir cümle var bilirsiniz, "Türkiye ayrılamaz, bölünemez. Neden, mozaik gibiyizdir de ondan."
Oysa, bunun bir adım ötesi daha var, "Türkiye ayrılamaz ve bölünemez. Neden, ebru olmuşuz da ondan."
Mozaik, malum aralarında ince de olsa çimento grisinden soğuk bir ayrılığı barındırır.
Ebru ise birbirine geçmişliği, karışmayı, tek ve özgün olmayı, asla kendini oluşturan harmonik yapıya geri dönülemez bir şekilde birlikteliği, önceki halin muhal oluşunu anlatır.
Mübarek topraklarda karılalı bin yıl olmuş.
Evet, bu mübarek topraklar tarih boyunca üzerinde yapılan hiçbir hesabı kabul etmemiştir.
Evet, hâlâ hesapların yapılmakta olduğu da bir gerçektir.
Ancak, bir kere ayrılmamak üzere karışmışız. Birlikteliğimizin harcını karan da inancımız olmuş.
Hal böyleyken sen neyini ayıracaksın, nasıl ayrılacaksın Selahattin Bey?

Ne buyurmuşlar; "özerklik"!
Selahattin Efendi biliyorsun bu sözlerinizin bizde pek karşılığı yok. Hukuken de sözleriniz butlandır da o da başka bir bahis.

Dün, Selahattin Demirtaş apaçık bölücü terör örgütünün eskortuluğuna soyunmuştur. Nişantaşı da bilsin bunu. Müjdeler olsun artık içinde büyüttüğü karanlık dünyasını ihanet boyutuyla açık etmiştir!

Kim artık inanır, sazına sözüne.

Utanmıyor da.
Gözümüzün içine içine bakıyor.
Yahu hainliğini senin nereye sığdıracağız.

Üstelik, üstelemiş HDP'si de.
Dik duracaklarmış.
Dik durarak ayrılmayı gerçekleştireceklermiş.
Ebruyuz.
Akrabayız, kız almış kız vermişiz.
Nereden ayıracaksınız bakalım.
Gelin, damat, kuzen, torun, toparlak?
O bahsettiğiniz dik durmada soralım size, akraba olmuşlar ne edecek, nereye gidecek!

Varsayalım özerk oldun, hatta  hatta devlet oldun.
Peki 30 yıldır katline yol açtığınız evlatlarının acısını sinesine gömen bu aziz milletin, tepkisini hiç mi merak etmezsiniz?

Ayrıca, kim hazır; yabancı işci, yabancı öğrenci, yabancı iş adamı, statüsüne?
Ha kim Selahattin Bey?

Mesela, sen İstanbul'a gelirken vize almayı nasıl kendine yedireceksin?
Oysa, İstanbul'da senindi babacan, Hakkari'de, Trabzon'da, Burdur'da senindi.
Tıpkı bizim Hakkari'nin, Siirt'in, Muş'un gerçek sahipleri olduğumuz gibi.

Ebru'yuz Selahattin Bey, Ebru!

Bizi, ağababaların istese de birbirimizden ayıramazsınız.
Hatta bunu tümden hepimiz istesek de başaramayız.
Biz ayrılamayız Selahattin Bey.
Gelin, yakıp yıktığınız, öldürdüğünüz, Hendek'le ayırmaya çalıştığınız milletimizi rahat bırakın.
Bakın, evini barkını terke zorladığınız kürt kardeşlerimiz ne kuzey Suriye'ye ne de kuzey Irak'a gitmekte. Daha içe, içeriye  ana kucağına, şefkat ocağına gelmekte, sığınmaktalar.

Yanlıştasınız Selahattin Bey!
Bak, Peygamber'ler kentlerinde, camilerimizin minarelerinde Bilal'ler susmuş.
Susturmuşsunuz!
Yedi düvelin işgalinin kara günlerinde susmamıştı o minareler.
Bu kahrolası leke sizin eseriniz.
Tarihin kara sayfasında yer aldınız farkında mısınız Selahattin Bey?
Asker, polis şehid ettiniz, sonra öğretmen, doktor katlettiniz, Hendek'ler kazıyıp karşı çıkanı ya öldürdünüz ya da evinden barkından sürdürdünüz.
Herkese düşmanlık yaptınız. Hele hele kütüphanede çocukları diri diri yaktınız!

Yok siz değil ama sizin tabirinizle hendeğin arkasındaki 'hafif silahlılar' bunu yaptı!

Ama siz de kalkıp sıkılmadan, utanmadan Hendek'lerin arkasına geçip onlarla açıkça PKK ile saf oldunuz. Olmadı Selahattin Bey size ve partinize bu millet yüzde on oyları  hendeğin arkası için değil önünde olmanız için verdi.

Öz Yönetim hayallerinizi, "Kürtlerin yaşadığı şehirlere ya hakim olacağız ya da buradaki tüm Kürtler ölecek" dayatmasıyla geçerli kılmaya çalışıyorsunuz ve bir yol daha dayatıyorsunuz, o da; PYD nin Kuzey Suriye'de Arap'lara ve Türkmen'lere dayattığı gibi size inanmayan Kürtlerin göç etmeleri.
Evet onlar 'birlikten' yana olanlar, göçüyorlar ana kucağına.

Tarafınızca Kürtlerin, Türklerin, Milletin kurban edilmeye çalışıldığı öz yönetim dediğiniz şey bu!
Evini terk edenlerin buzdolabını, sobasını tuzaklamak da nedir Selahattin Bey?
Öz Yönetim he mi?
Bu hain 'öz yönetim dikliğiniz', biliniz ki fistan giymiş Kürt gençlerini yok etmekten başka hiçbirşeye yaramayacak.

Barış'ın değil ölümün yanındasınız Selahattin Bey.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

LÂMELİF

Belediye Seçimi Gelecek Seçimi

Yerelden Genele Selam Kazansın