Amiral Gemi ve Yeni Rotalar

Yorucu bir gün dünde kaldı. Yerel seçimler bitti. Yazıyı kaleme aldığım dakikalarda YSK Başkanı sayın Sadi Güven, iki gün sonra kesin sonuçları açıklayacaklarını, CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nun ise şimdilik önde olduğunu ifade ederek yaptığı açıklama kimi partilileri sevince, kimilerini de hüzünle karışık büyük bir üzüntüye soktu.

Son çeyrek asır belediyeciliğin amiral gemilerinin bu seçimlerde su aldığını gördük. Deneyim, ehliyet, icrai kuvvet rüzgarı ile pupa yelken giden gemilerin yelken direkleri yıkıldı. 
Gemiler artık duruldu. 
Burada denizin hoyratça kabarmasından ziyade o yelken direklerinin yıkılacağını öngörememek geminin durmasının en büyük sebebidir. 

Şimdi herbirşeyin kıymetini, herkesin ve herkesimin anlayacağı günleri yılları yaşayacağız. Milletin söylediğine kulak vermek gerekir. 
Öyle de olmalı. 
Çünkü rotayı aziz millet belirler.

Yeni hikayelerin yazılacağı bir döneme giriyoruz. 
Kazanan kaybeden tüm siyasi partiler için durum böyledir: yeni hikaye yazmak.

Anahtar söz olsun diye hemen belirteyim; Ak Parti millete yeniden yaklaşırsa ve onu dinlerse icrai kimliği hafızalarda yerini koruduğu şu günlerde değişim ve dönüşümü başarırsa hikayesine kaldığı yerden devam eder. 

Yine "iskele alabanda, yelkenler fora" der. 
Bundan doğrusu hiç kuşku duymuyorum. 
Ezcümle, Ak Parti "Değişim ve Dönüşüm" vizyonuna ricad etmelidir.

Zira Başkan Erdoğan, “Her kazanç ve her kayıp milletin iradesidir başımızın üzerinde yeri vardır. Kazandığımız yerlerde milletin gönlüne girdiğimiz, kaybettiğimiz yerlerde ise gönüllere giremediğimizi görmeliyiz. Tekrar milletin gönlüne girme mücadelemiz tek hedefimizdir.” mealindeki sözleri yelkenleri yeniden rüzgarla dolduracağının ispatı.

Çünkü ne diyordu şairlerin sultanı,

Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte;
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!