Seçim ve Dersler
CHP bir başlığı hak ediyor!
Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankarayı forse eden CHP tüm dikkatleri üzerine çekmektedir.
Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankarayı forse eden CHP tüm dikkatleri üzerine çekmektedir.
Görülüyor ki Milletle kavga etmez ve milletin önüne icrai bir karakter koyarsa kendini destekleyecek ve bu desteği utanarak saklayacağı başka bir parti aramasına gerek kalmaz.
Seçimin galibi -yazının kaleme aldığı şu dakikalarda- sayın Ekrem İmamoğlu ise vizyoner duruşuyla CHP'yi teslim alacaktır.
Başarılı bir siyasetçi görünümünü yakın zamanda kaybedeceğini sanmıyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de başarılı olacaktır.
Ve bu başarı onu çok bir zaman geçmeden CHP Genel merkezindeki kaptan köşküne oturtacaktır.
Yalnız sahip olduğu bu kapasite, İBB'de etkin çalışmasının önündeki en büyük engelidir. Zira CHP'yi yönetenlerin bu yakın tehlikeyi görmemesi genetik kodlarına aykırıdır.
Kadro kurmasında nasıl davranacaklar, iş üretmesinde nasıl fonksiyon icra edecekler, görev yapmasını kolaylaştıracaklar mı bunu izleyip göreceğiz.
Başarılı bir siyasetçi görünümünü yakın zamanda kaybedeceğini sanmıyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de başarılı olacaktır.
Ve bu başarı onu çok bir zaman geçmeden CHP Genel merkezindeki kaptan köşküne oturtacaktır.
Yalnız sahip olduğu bu kapasite, İBB'de etkin çalışmasının önündeki en büyük engelidir. Zira CHP'yi yönetenlerin bu yakın tehlikeyi görmemesi genetik kodlarına aykırıdır.
Kadro kurmasında nasıl davranacaklar, iş üretmesinde nasıl fonksiyon icra edecekler, görev yapmasını kolaylaştıracaklar mı bunu izleyip göreceğiz.
HDP ise silahtan uzak durabilen bir yapı ortaya koyarsa Batı'da CHP'ye verilen emanet Kürt oyları ile yeniden baraj üstüne çıkabilir. Ancak bu haliyle, Türkiyeli olamaz. Çünkü mevcut kadrosu Kandil tarafından esir alınmıştır. Bu gönüllü esaretin kolayca biteceğini öngörmek saflık olur. Türkiyeli olamamasının en büyük nedeni de budur.
Silahlı geçmişe mesafe koymamaları ve üstelik destek olmaları nedeniyle Kurumsal yapılarının üzerinde büyük bir kesimin nefreti var. Yeni aktörlere ve yeni bir hikayeye ihtiyaçları var. Tabi temelde böyle bir dert taşıyorlarsa. Güneydoğuda kaybettikleri şehir ve oylar, onları aklı selime ve kabul edilebilir siyasal zemine taşıyacak mı sorusunun cevabı siyasi mahfillerce ve kamuoyunca merakla beklenmektedir.
Ve tabi MHP. O, hep var olacak. Ve siyaseti her zaman belirleyecektir.
Kurduğu ittifak ile Ak Partinin içindeki tüm MHP seçmenini geri almıştır. Başarılıdır. Ve bir şey daha hep var olacak, millet kurulan bu ittifakı sevdi. Kolayca ittifakı oluşturan partiler arasında oy geçişlerine imkan tanımaktadır.
Ve millet başkanlığının yanında olduğunu da gösterdi.
Neredeyse Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki aynı oyu Erdoğan'a verdi.
Neredeyse Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki aynı oyu Erdoğan'a verdi.
Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi belli ki yoluna güçlü bir şekilde devam edecek ama orada oluşturulan kadrolar ve kadrolara yerleştirilenler milletin efendisi değil millete hadim olacak yetişmiş insanlardan olmalıdır.
Bu husus muhakkak ciddiyetle gözetilmelidir.
İYİ partinin ise alacağı yoktur. Proje partiler projelendirildikleri alanda hizmet eder ve işi bitince de mecradan çekilirler. Halk bu projenin alıcısı olmamıştır.
İYİ partinin ise alacağı yoktur. Proje partiler projelendirildikleri alanda hizmet eder ve işi bitince de mecradan çekilirler. Halk bu projenin alıcısı olmamıştır.
Bir diğer husus "biz sandıkla geldik sandıkla gideriz" ilkesini gözeten Ak Partidir. Demokrasiye inancını böyle ifade etmektedir. Ve haram oy peşinde hiç olmadı. Ve olmayacağına da yürekten inanıyorum. Kaybettiğinde asaletini muhafaza eder. daha önce kaybettiği seçim bölgelerinde mazbatayı teslim edişinde ve rakibini tebrik etmede hiçbir tereddüt göstermemiştir.
Ancak, hakkını ve aldığı oyun sıhhatini sonuna kadar koruyacağına da inanıyorum. Çünkü sandığı ve oyu demokrasinin namusu mesafesinde değerlendirmektedir.
Ancak, hakkını ve aldığı oyun sıhhatini sonuna kadar koruyacağına da inanıyorum. Çünkü sandığı ve oyu demokrasinin namusu mesafesinde değerlendirmektedir.
Beklentim şudur; mahalledeki ak partilinin sevinci ve kederi ile Genel Merkez yöneticisinin sevinci ve kederinin aynı olmasıdır. Genel Merkez, teşkilat üyesi ile aynı heyecanı aynı ülküyü kaybetmiştir. Bunu ben demiyorum işte son seçimler bunu söylüyor.
Bu farklılığı giderecek olan elbette Genel Başkandır.
Bu farklılığı giderecek olan elbette Genel Başkandır.
İşin reçetesi bellidir. Kime sorarsanız kolaylıkla aşağıdaki saptamaları ve benzer ifadeleri duyabilirsiniz;
Gözü ve gönlü yoran her zeminde ve her türlü yakınlıklara dur demeye, kamuda süren israf ve kayırmacı tutumlara son vermeye,
hizmet ederken "güven ama denetle" ilkesine dönmeye, gençlerin önüne hamasetten bağımsız tutarlı bir gelecek vizyonu koymaya,
liyakatsiz siyasi- bürokratik mevcudiyete son veren bir siyasal hizmet anlayışına, ...
Bu noktalara dönülürse bu değişim ve dönüşüm yeniden amiral gemilerini yüzdürmeye yetecektir.
Toplum buna sarılacaktır, sizlere de yeniden sarılacaktır ve ben bundan kendi adıma eminim.
Önümüzdeki bin yılın hikayesini kim yazacak bu milletin rotasını kim belirleyecek, cevabını bekleyen önemli soru da budur.
Kim(ler) millete idari, içtimai, iktisadi ve askeri müreffeh bir ortam kazandırırsa elbette millet, hikayeyi yazmak için gönül kalemini onlara verecektir.
O vakit Leventleri Yusuf olan gemilerin rotasında sabit kalacağını ve alabora olmalarının mümkün olmadığını göreceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder