Tarihi Tartışma!

Esasen dün tartışılmadı. Bilinenler tekrar edildi. 
Tarihi bir nitelik kazanamadığı yaşı ellilere gelen her vatandaşın önceki şahitliklerinde mevcuttur. Dün gece moderatörün dayattığı niceliksel kısırlık söz konusuydu. Geriye kalan adayların verdikleri görüntüler, kılık kıyafet ve sahne idi.

Binali bey üç dakikalık söz dilimine itirazını diğer adaya müdahale ederek gösterdi. Küçük dokunuşlar da hem rakibi İmamoğlu’nu kısmen de olsa dağıttı hem de ‘hadi beş saniyede benden’ demek suretiyle izleyicide sempati oluşturdu. Yapacağı başka bir şey de yoktu.
Proje adamına bu zaman dilimi kelepçe idi. Ama soruları bilen bir proje adamına üç dakika yetiyordu gibi bir itiraz gelebilir. Bu itirazda iki husus belirginleştirilmeli. Birincisi soruları vermediğini bizzat moderatör tarafından ifade edilmişti ikincisi ise ittifak dışı güçlerin destekleyebileceği bir ‘proje’ adamı değil sayın Yıldırım. 
Çok şükür ne Kandili var ne  FETÖ'cüsü.

Bu açıklığı kapattıktan sonra hem itirazı düzeltelim hem de bir cevap verelim: soruları bilen değil de İstanbul’un dertlerine hakim, sorunlarına vakıf birine elbette üç dakika yeter.
Ancak halk için yetmez.
Halk detayı sever.
Onun için verilen süre yetmez diyoruz çünkü halka ne yapacağınızı ve onu nasıl yapacağınızı etraflıca izah etmeniz gerekir.

Dün geceye dair; ”Yalan” ifadesi diğer akılda kalan özel kelime idi.
CHP adayının yalan suçlamalarına “ben asla yalan söylemem” şeklinde karşılık vermesi isnadı ortadan kaldırmadı. İzleyici o kısmın boş olduğunu takdir edecektir. Ayrıca muhatabınız sizi yalancılıkla suçluyorsa ‘ne münasebet efendim, şiddetle reddediyorum ve kınıyorum, şu şu şu şöyle’ diyerek gerçeği tüm yalın şekliyle ortaya koymak durumundasınız ve bu aynı zamanda sizi yalancılıkla suçlayana ‘müfterisiniz’ deme imkanını verecekti ama gerçekten yalan söylenebiliyorsa elbette geçiştirmek en  kolaycı yoldur.

Her iki aday seçime gitmeyen 1 milyon üstü seçmenin sandığa götürmekten uzak kalan bir performans sergilediler. Bu Binali Yıldırım'ın dezavantajı olmuş umudu hafta içi göstereceği siyasal etkileşime bırakmıştır. Buna da program formatı sebep olmuştur.
Dün gece moderatörün ABS frenine rağmen çok açık görünen ise iş yapabilme kapasitesi ekrandan taşan bir özgüven ile iş yapabilir umudunu göstermek için çırpınan çaresizlikti. 
Ancak bu durum her iki adayın seçmen tabanını geliştirmez ya da daraltmaz.
Orası kemikleşmiş kitle 23 Haziranı bekliyor.
Artık son düzlüğe bakacağız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

LÂMELİF

Belediye Seçimi Gelecek Seçimi

Yerelden Genele Selam Kazansın