Kayıtlar

Eylül, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Elin kuş olsun!

Bir yiğit geçti BM sıralarından. Malum Birleşmiş Milletler Örgütü ikinci dünya savaşının siyasi atmosferinde savaşın galiplerince kurulmuş bir örgüt. Tıpkı birinci dünya savaşı galiplerince kurulan Cemiyeti Akvam gibi. Bu örgütte miadını doldurmuştur. Adaletsizliği; güçlünün güçlülüğünü korumasıdır. Bu yapıya itiraz eden de olmamış Erdoğan’ın çıkışına kadar. “Dünya beşten büyüktür” diyebilecek delikanlı bir sese dünyanın ihtiyacı vardı ve çok şükür bu ses BM Genel Kurul salonunda yüzlerine yüzlerine haykırılıyordu. İyiyiz. Çünkü gıpta edilecek o ses, bizim yüzyıllık yuttuğumuz sesimizdir. Dünyaya nizâmât verdiğimiz Adalet sesimiz. Başkan Erdoğan'ın, BM Genel Kurulu'nda; BM'nin adaletsiz yapısı, Arakanlılar, Mısır darbesi, Filistin sorunu-İsrail'in uyguladığı vahşet, Keşmir, nükleer silahlar, Cemal Kaşıkçı cinayeti gibi konularda sözünü esirgemeden, dünyaya haykırdığı konuşması mazlum coğrafyalar başta olmak üzere çok büyük coşku uyandırdı.  Erdoğan,...

Hadi Ülkemizi Satalım

Yok hemen ayrılıkçı terör örgütü pkk ve onun sivil uzantıları aklınıza gelmesin.  Hemen ‘yahu delirmiş olmalı’ ya da en hafifinden ‘ne diyor, deli mi ne’ de demeyin. Evet, satalım şu canım ülkeyi. O kadar çok satılacak birikimi var ki üstelik. Bu kadîm Anadolu toprakları insanlığın anayurdu ve medeniyetler beşiği değil mi? Satın gitsin abiler. Her köşesinden tarih fışkırır. Lidya’sı, Frigya’sı, Eti’si, Sümerler’i, göbekli tepesi, peygamberler kenti Urfası, taşın zirvesi Mardin’i, güneşin zirvesi Nemrut’u, suyunun süt beyazı Pamukkale’si, Çorum’u, masalsı kenti Nevşehir’i, çifte minareli dadaş Erzurum’u, Divriği ulu camisinde güneşe oyun oynatan Sıvas’ı,... Bizans’ı, kuzeyde  kenarda kalmış Rum Pontus’u ve her ikisini tarihe gömen Fatih Sultan Mehmed ve evlatlarının Osmanlı’sı. Paganı, lahiti, Side’si, Antik Tyatrosu, Efes’i, Süleymaniye’si, Selimiyesi ve dahi benim için de içimin yangını olan Ayasofya’sı. Satalım şu ülkeyi. Vallahi de hak ediyor billahi ...

Yürüdüm, Durdum; Elhamdülillah

(2017'den) GİDİŞ Bir yürüyüşe çıktım. Meşakkatle dolu. Bir yürüyüşe çıktım, Rahmetle, mağfiretle dolu. “Ya Rab! Üzerimden hac ve ümre ikramını eksik eyleme!” Bilhassa 2014 Haccından sonra her namaz sonrası yaptığım duaların belki de en önemli talep cümlesi buydu? 2014 yılında başlayan ve içten içe devam eden bu yangın, her Hacc mevsiminde küllerinin altından çıkar ve kor kor yakıyordu. Sağa baş vurur sol baş vurur dualarımın kabulünü bekleşir “Ey kulum beytime gel ”çağrısının tecellisini beklerdim. Bu yıl da gidebilecek miydim? Bu yıl da milyonlarca hacı ile beraber “lebbeyk Allahümme lebbeyk” diyebilecek miydim? O, bunu bana nasip edecek miydi? Hac ve ümre organizasyonu yapan firmaya başvurmuş pasaportumu vermiştim. Bir haftadır her telefon çalışında gözlerim telefonda kayıtlı firma yetkilisini, “Zarif Bey arıyor” yazısını arıyordu. Çok değil bir hafta olmuştu pasaportu vereli.  Ama bir yıl gibi geliyordu. Nihayetinde Zarif Beyin “hacim Allah mebrur...