Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kıymetsiz

Yüreğinize en çok ne ağır gelir bilemem ama bu mevzuda tahminlerde bulunmak hiç de zor değil. Üşüyen yetim çocuk, Özleyen anne, Özlenen anne baba, Sıla, Toprağa uyutulmuş kardeş ... Ağır, çok ağır! Insan kadar "insana ağır" yükler bunlar. Bu yükleri "arz" kadar da artırmak mümkün. Bizim son yıllarda yüreğimize en ağır gelen şey, "mağdurken" yoktan sayılmaktır! "Kimsesizlerin kimi olmak" iddiasında olanlarca kimsesizlere yâr bırakılmak, belki de onlardan ümitvar olanlarda en büyük yük! Öyle ya elimizden sıcak müşfik bir el tutacağına hakkı teslim edeceklerine o kadar inanmışken kenara itilmek, hangi yüreğin kaldıracağı bir yüktür?       Yükümüz yüreğimize çoktur. Kabul ama yüreğimize yük bırakılan dert paresi, yine yüreğimizin kir(n)lenmesine sebep ol(a)mayacak. O yükü  "sabır" manivelasıyla kaldıracağız! Dostlarım, malumanız güç; kalabalıkla ilgili ama haklı olmayla ilgili değildir. Bu doğrultuda Haklı kalmak ise en büyük güç...

Son Nokta!

Ve bitti.. * Bitmedik, 3 Temmuz'da başlayan süreç yıpratıcı olmasına rağmen bizlerin son dönemde mücadele şiddetini azaltmış çabalar içerisinde olmamıza rağmen bitmedik. Bitirilemedik. * Tüm şikeci gurüh oysa yeminliydi bizleri bitirmek için, Herşeyleriyle abanıyorlardı bitirmek için. Ama çaresiz bitiremiyorlardı. Onların kolayca bitirdiği kendilerine asla uğramayan "Vicdan, Adalet" bir başka iklimin kodlarıydı.. * Kendimiz bile kendi kendimize "bitmelisiniz" diyordu. Her türlü sevimsizlikleri birbirimizden esirgemeden kendi kendimizi "bitirmeye" çalışıyorduk, Şükür ki başaramadık.. Bitmedik! * Bir inat dedik, Bin murad umarak. * Ve bitti.. 3 Temmuz'dan beri sürdürülen akıllarımıza oynamalar.. Ve bitti .. Haksızken haklı görünmeler.. Üste çıkmalar.. Ve bitti.. Şikelerin Banileri, Hamileri! * "Takım olarak kazanın ya da tek başına kaybedin " diyordu Hoca. Hepimiz buruk ama hepimiz vakurduk. Ve hepimiz, Tak...

"Selam Verdim ..."

Yolsuzluk hem ulusal hem de uluslararası arenada yaşanan temel bir problemdir ve politik, sosyal, ekonomik ve kültürel sebepleri olan karmaşık bir olgudur. Yazımın temel yaklaşımı; halkın yolsuzluk karşısında geleneksel yaklaşımındaki ikilem ve kamu otoritesinin iş ve işlemlerinde olası yolsuzluk iddialarında takındığı tavırdır.  Kamu yönetiminin örgütlenme biçimi ve politik süreçler, yolsuzluğun seviyesinin belirlenmesinde en önemli faktörlerdir. Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarını ve yönetim süreçlerini denetlemekte güçsüz kalan hükümetler, yolsuzluk seviyelerinin daha üst düzeye çıkmasına neden olabilirler. Yolsuzluk ekonomik göstergelerin ve gelir dağılımının bozulmasına direk kaynaklık ederken kayıt dışı ekonominin artmasına ve derin ekonomik krizlere de neden olur. Hal böyle olunca yolsuzlukla mücadele nasıl olmalıdır ve kimler etkin olarak yolsuzlukla mücadele süreçlerine katılmalıdır sorusuna cevap aramamız gerekir diye düşünüyorum. Bu itibarla yolsuzlukla mücade...

Yolsuzluk; ‘Kazanılabilir Savaş’tır.

        Türkiye Kamuoyu, son yılın son günlerinden bu yılın ilk günlerine “yolsuzluk” adı altında yapılan ve çeşitli savrulmalarla devam eden gündeme odaklanmış durumdadır.             Bu olayların yapılma şekli ve zamanlaması, dâhil edilen kişi ve kurumlar ile özellikle destek veren güç odakları yazımın dışında tutulmaya gayret edilerek işin teorisinde kalmaya özen gösterilmiştir. Yolsuzluk ve onu kıskaca alarak engelleyebilecek "denetim makanizması" üzerinden Ülkemizde süregelen gündem değerlendirilmeye çalışılmıştır.   Yolsuzluk, sadece ülkemizin değil başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesinin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun en önemli nedeni etkin bir denetim sisteminin henüz kurumsallaşmamış olmasıdır. Denetim standartlarının geliştirilememesi de hem bu kurumlaşma sürecini olumsuz etkilemekte hem de denetim faaliyetlerinin kalitesin...

Geri verin kupamızı

Geri verin kupamızı!.. Yok yok, profesyonel ligin süper liginin "süper şike" yapılarak iç edilen Kupası'ndan elbette bahsetmiyorum. 2011 liginin kupası, bir zamanın rakip takımın Müzesi'nde emaneten sergilenmeye devam etmektedir. Şüphesiz, bu sâkîl durumu izâh edici binlerce yazı binlerce iç burmayla yazıldı ve yazılmaya devam edecek. Dikkatinizden kaçmamıştır bilirim ne köftehorsunuz."Bir zamanın rakip takımı" ifadem elbette karşılıklı oynamaya mecbur bırakıldığımız kirletilmiş takıma ait. Ne zaman ki adalet yerini bulur adını anmaya dilimin varmadığı o takım cezasını çeker ve karşımıza gelirler İşte o zaman ezeli rekabet ebedi dostluktan (!) bahsedebiliriz. Yoksa "geçmişte kalan rakip" der geçeriz adı hep anıldığında. Her neyse demem o değil. Kastım uzun zamandır yüzlerine hasret kaldığımız alt yapıdan gençlerimizin A takıma çık(a)mayışları. Çıkmaz çıkamaz. Sistemde müsait değil doğrusu memlekette. Hatırlarım, hatırlarsınız. Çocukken...